KARADA YAŞAYAN HAYVANLAR

ASLAN       

Özellikleri                                                                          

Afrika aslanı, dünyanın en büyük dört kedisinden (kaplan, aslan, jaguar, leopar) biridir. Erkek Afrika aslanı ortalama 250kg'dır. Kaydedilmiş en ağır aslan 1970 yılında İngiltere'deki Colchester Zoo adlı hayvanat bahçesindeki Simba adlı aslandır. Ağırlığı 435 kg olarak kaydedilmiştir. Dişiler ise ortalama 150 kg'mı bulabilir. Postu kahverengimsi sarıdır. Erkeğin yelesi kahverengimsi sarıdan siyaha kadar değişir. Geniş alınlı, güçlü çeneli, uzayıp çekilebilen tırnaklı, sarımtırak kısa ve yatık tüylüdür. Kuyruğunun ucu püsküllüdür. Erkek aslanın başının etrafı uzun ve güzel bir yele ile süslüdür. Omuzlarının üzerine kadar dağılan bu perçem, kızdığı zaman kabarır. Pençelerinin büyük olması, yere sağlam basmasını sağlar. Aslanlar birbirleriyle bölgeleri için kavga eder. Genellikle bu ölümle sonuçlanabilir. Aslanların pençeleri ve dişleri çok keskindir. Bir insanı bir vuruşta öldürebilir veya yaralayabilir. Genellikle Afrika kıtasında yaşamlarını sürdürürler.Aslanlar dünya üzerinde yaşayan kedi türleri içinde en sosyal cinstir. Diğer tüm kedi cinsleri antisosyal olup yalnız yaşamayı tercih ederken aslanlar büyük gruplar oluşturan tek kedi cinsidir. Grup oluşturmalarının en büyük sebebi kendilerinden çok hızlı olan avlarını grupsal pusu kurarak yakalamak olduğu bazı bilim dünyasınca öne sürülmektedir.

Yayılımı

Yaklaşık 10 bin yıl önce aslanlar Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avrupa, Asya ve Afrika olmak üzere 5 kıtada yaygın haldeydiler. Bugün ise Amerika kıtasının tamamında, Asya kıtasının Hindistan hariç her yerinde, Avrupa'nın tamamında ve Afrika kıtasının bir bölümünde nesilleri tamamen tükenmiş halde. Bugün Afrika aslanı alt türü, aslan türünün en kalabalık ırkını teşkil ediyor. Vahşi doğada Afrika aslanı, sadece Afrika kıtasının bazı bölümlerinde bulunur. Sahra Çölü'nün güney bölgelerinde, Orta Afrika'nın yaklaşık yarısında, Doğu Afrika'da ve Güney Afrika'nın küçük bir bölümünde yaşamaktadır.

Avlanma

Aslanlar avladıkları Afrika mandasını yerken

Savunmada ve av sırasında birleşen aslanlar, avlarını kovalar ya da pusuya düşürür. Genellikle gece avlanırlar. Av esnasında genellikle kükremezler. Fakat avı kovalarken birbirleriyle bağlantıyı sürdürmek için homurdandıkları olur.Buldukları takdirde leş yemekten de geri durmazlar. Aslanlarda av paylaşımı hiyerarşik bir düzende olur. Avdan ilk olarak yararlanma ayrıcalığı erkek aslandadır fakat sürünün erkek aslanı av mahalinde mevcudiyet gösterene kadar avı yere düşüren dişiler öncelikli faydalanır. Avlanan hayvan antilop ya da bufalo yavrusu gibi küçük veya ortaboy av ise avlanma esnasında takımdan ayrı düşmüş daha yaşlı aslanların avın düşürüldüğü noktaya daha çabuk ulaşan diğerlerinin sırasını bekledikleri gözlemlenmiştir. Ortalama bir Afrika aslanının hızı saatte 55 km'yi bulabilir. Ancak bu hızını yalnızca kısa bir süre devam ettirebilir. Hız almadan 2 m yüksekliğe zıplayıp, 8 metre uzaklığa atlayabilir. Erkek aslanlar dişilerden daha ağırdır.Aslanlar etçildirler.

Üreme

Dişi bir Asya aslanı

Afrika Aslanları 2 yaşında çiftleşmeye başlarlar. Fakat tam olgunluğa 5 yaşında erişir. Erkekler poligamdır, yani birden fazla eşleri vardır. Çiftleşme sırasında ve öncesinde erkek sürekli kükrer. İşe karışan erkeklerle kavga edebilir. Gebelik süresi 105-112 gün arasında değişir. Dişi bir doğuruşunda 2-5 arası yavru dünyaya getirir. Yeni doğan yavrular kördür. Ayrıca kürkleri de beneklidir. Gözleri doğumdan 6 gün sonra açılır. Dişi, 3 aylıkken yavruları sütten keser ve onları avlanma dersleri vermeye başlar. Bir yaşındaki yavrular bunu kendileri başarırlar. Yavrular arasındaki ölüm oranı fazladır. Bunun nedeni yavruların en son beslenmesidir. Bu yüzden yavrularda vitamin eksikliği görülür. Fakat bu doğal bir nüfus kontrol yöntemidir. Böyle durumlarda da dişiler yavruları ölümden kurtarmak için avlanır ve önce yavrularını beslerler. ve sonra kendilerinden ayrılana dek yavrularına bakarlar.....

Yaşam şekli

Afrika aslanı, fundalarda, gövde yaparak onları sıcaktan koruyan ağaçların olduğu yerlerde, sazlıklarda yaşarlar. Açık toprakları severler. Kedigiller familyasının tek sosyal türüdürler. Sayısı 20 kadar olan sürüler halinde yaşarlar. Çok büyük sürüler 30 üyeyi barındırabilir. Grubu bir erkek aslan ya da birden fazla erkeğin oluşturduğu bir koalisyon yönetir. Genelde geceleri aktiftirler. Gündüzleri ise tembel bir kediden farkları yoktur. Gölgelik yerlere uzanır ve serinlemeye çalışırlar. Afrika'da Serengeti Milli Parkındaki aslanlar günde 20 [1] saat uyur. Bir aslanın ömrü genellikle 20-25 yıl arasında değişir. İyi şartlarda yaşayan ve beslenen bir aslan 30 yıl yaşayabilir.

Düşmanlar

Aslanların doğal düşmanı azdır. Av esnasında zebralar sert bir çifte atarak aslanın dişlerini, kemiklerini kırabilirler. Bu durumda aslan sakat kalabilir, küçük kemirgenlerle beslenmek zorunda kalır. Ayrıca gnu, beyaz antilop, afrika mandası gibi güçlü boynuzları olan avlarından ağır bir boynuz yarası alabilirler. Bu yara onları doğrudan öldürebilir ya da enfeksiyon kapmalarına neden olur. Yani her iki durumda da aslanın hayatı tehlikeye girer. Ya da avlarını almak isteyen benekli sırtlanlar onlar için tehlike arz edebilir. Ayrıca bazen ağaca tırmanan bir aslan inerken sivri dallara takılarak can verebilir. Hayati tehlike arzeden insanlar ve timsahlar olmak üzere sadece iki doğal düşmanı bulunur. Timsahlar sudan uzak düşürüldüklerinde aslanların kolaylıkla altedebileceği hasımlarıdır. . Aslanların insan ile ilişkisi ise aslanlar için çok daha kritik bir seyir izlemektedir. Daha iki yüzyıl önce Anadolu'dan Hindistan yarımadasına kadar geniş alanlarda bulunan Asya aslanı bugün sadece Hindistan yarımadasında Hindistan devletinin koruması altına alınmış bir bölge içerisinde varlığını sürdürmektedir. Afrika aslanı korumaya alınmış bir tür olmasına karşın günümüzde Afrika aslanı için en büyük tehlike insanlarca avlanması değil, yaşam alanının insan tarafından bozulmasıdır

KAPLAN

Fiziksel özellikler

Kaplan türleri içinde Sibirya Kaplanları dünya üzerindeki en büyük ve en ağır kedilerdir. Kaplan ve aslanın çiftleşmesinden meydana gelen liger veya tigon'lar sibirya kaplanlarından daha büyük olabilirler.[3] Genelde farklı alttürlere ait kaplanların farklı boyutlarda olmasına rağmen erişkin bir erkek kaplan ortalama 200 ile 350 kg dişilerse 120-180 kg ağırlığındadır. Erkek ortalama 2,6 m 3,3 m arası dişiler ise 2,3-2,75 m boyundadırlar. Yaşayan alt türler arasında Sumatra kaplanı en küçük Sibirya kaplanı (ya da Amur) en büyüğüdür.Maalesef Sibirya Kaplanlarının soyu tükenmek üzeredir.

Birçok kaplanın çizgilerinin renkleri kahverengiden saf siyaha kadar değişir, buna rağmen beyaz kaplanlar daha az belirgin olan çizgilere sahiptir. Beyaz kaplanlar ayrı bir alttür değil lüsistik  hint kaplanlarıdır. Çizgilerin şekli ve yoğunluğu alttürden alttüre farklılık gösterir ama çoğu kaplan 100'den fazla çizgiye sahiptir. Şimdi soyu tükenmiş olan java kaplanının bundan çok daha fazla çizgisi vardı. Bu çizgilerin düzeni ve kaşları aynı parmak izi gibi eşsizdir. İki kaplan aynı çizgilere sahip değildir. Böylece aynı parmak izi gibi bireylerin tanımlamasında kullanılabilir gibi gözükse de vahşi bir kaplanın çizgilerinin düzenini kaydetmekteki zorluklar yüzünden uygulanabilir bir yöntem değildir. Çizgilerin amacının kamuflaj olduğu sanılmaktadır.

Çok az hayvan insanların gördüğü anlamda renkli görme duyusuna sahip olduğu için, postun rengi pek önemli değildir.[5] Kaplanların çizgilerinin düzeni aynen derilerinde de bulunur, eğer bir kaplanı traş edecek olsaydınız, derisinde de aynı çizgi düzeni ile karşılaşırdınız.

Diğer tüm kediler gibi sivri tırnaklara sahiptirler ve tırnaklarını içeri çekebilirler.

Avlanma yöntemleri

Kaplanın son derece güçlü çenesi ve sivri dişleri onu süper bir avcı yapar.

Kaplanlar genellikle gece avlanırlar. Gece görüşleri insanınkinden 6 kat daha iyidir[6]. Çok sesiz ve farkettirmeden avlarını takip ederler. Kaplanlar diğer kediler gibi avlarını pusuya yatarak yakalarlar. Bir noktadan vücudunun ağırlğını ve güçlerini kullanarak avlarının üstüne çullanıp, etkisiz hale getirirler. Av yüzükoyun yerde yatarken kaplan avının boynunun arkasını ısırır. Bu omuriliği kopartarak, nefes borusunu delerek veya toplardamar ya da atardamarları parçalayarak avın ölmesini sağlar. Büyük avlar için boğazdan ısırmayı tercih eder. Kaplan bu süre içinde ayakları ile avına sarılarak hareket etmesini önler ve avı ölünceye kadar boynuna kenetlenir.

Çok iyi yüzücü olan kaplanların avlarını yüzerken öldürdükleri bilinmektedir. Hatta bazı kaplanlar, üzerindeki balıkçılar veya yakalanmış balıklar için nehirdeki balıkçı teknelerini pusuya düşürmüşlerdir. Ranthambore Ulusal Parkındaki kaplanlar özellikle de Chengis adında bir tanesinin bataklık timsahları ile güreşerek timsahların ağzından avlarını aldığı biliniyor[7].

Kaplanların büyük bir çoğunluğu mecbur kalmadıkça insan avlamazlar. Muhtemelen 1000 kaplandan sadece 3-4 tanesini hayatları boyunca av olarak insan öldürmektedir. Tipik insan yiyici, hasta ya da yaşlı olup alışıldık avını avlamayan, dolayısıyla daha ağır hareket eden ve daha küçük hedeflerle yetinmek zorunda kalan hayvanlardır. Tüm diğer iri avcılar gibi kaplanlar da insanları ideal bir av olrak görmezler. Bengal'deki mangrov bataklıkları diğer yerlere göre daha yüksek bir insan yiyici ortalamasına sahiptir ve buradaki bazı sağlıklı kaplanların da insanları avladıkları bilinmektedir.

Vahşi doğada kaplanlar 5 m. kadar yükseğe ve 9-10 m. kadar uzağa zıplayabilirler. Bu onları Pumadan sonra en yükseğe zıplayabilen memelilerden biri yapar. 50 kg ağırlığındaki bir çiftlik hayvanıyla 2 m. yüksekliğinde bir çitin üzerinden atladıkları belirtilmiştir. Ava sıkıca tutunmaları sağlayan devasa ve son derece kuvvetli ön uzuvları çıkıkları engeller. Özellikle Gaur ve su buffalosu gibi bir tonun üzerindeki avlar, altıda biri ağırlığında kaplanlar tarafından öldürülür. Yetişkin bir insanı veya kurdu tek bir pati darbesi ile öldürebilir veya 150 kg.'lik bir sambar geyiğini ağır yarayabilir.

Yaşayan alttürler

Kaplanların, soyu tükenenler dahil 10 alt türü bulunur. Birçok kaplan alt türü de yasal olmayan avlanma nedeniyle soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Java kaplanı, Hazar kaplanı, Bali kaplanı ve Trinil kaplanı soyu tükenen alt türlerdir.
Sibirya, Bengal, Çinhindi, Malay, Sumatra ve Güney Çin kaplanı ise yaşayan alt türlerdir.
Sibirya kaplanı
En büyük kaplan alt türüdür ancak sayıları gittikçe azalmaktadır. Dünya üzerindeki en büyük ve ağır kedilerdir. Neredeyse tamamı koruma altına alındıkları Sibirya topraklarında yaşar.
Sibirya kaplanının boyu 4 metreye, ağırlığı ise 360 kilograma kadar ulaşabilir. Tüyleri kışın uzayıp yazın kısalan Sibirya kaplanının karnında ve yüzünde beyaz lekeler vardır.
 

Bengal kaplanı
Kaplan alt türlerinin en yaygını, Hindistan, Çin, Nepal, Myanmar, Bangladeş ve Butan ormanlarında yaşayan Bengal kaplanıdır.
Tüyleri kısa ve parlaktır. Erkekleri ortalama 250 kilogram ağırlığa ve 3 metre uzunluğa ulaşabilir. Dişileri ise ortalama 2,5 metre uzunluğa ve 150 kilogram ağırlığa ulaşabilir.
Bengal kaplanı yaygın ve sayıca fazla olmasına rağmen kaçak avlanma ve doğal ortam sıkıntısı nedeniyle tehlike altındadır.
Çinhindi kaplanı
Çin, Kamboçya, Laos, Myanmar, Tayland, Vietnam ve Malezya ormanlarında bulunan Çinhindi kaplanı sayıca az ve risk altında olan bir türdür.
Ağırlık ve uzunluk bakımından Bengal kaplanından daha ufak, Afrika aslanına daha yakındır.
Erkeklerinin ortalama ağırlığı 180 kilogram, uzunluğu 2,5 metredir. Dişileri ise ortalama 120 kilogram ağırlığında, 2 metre uzunluğundadır.
Malay kaplanı
Malezya'da Malay yarımadasının bir kısmında bulunur. Bengal ve Çinhindi kaplanından sonraki en yaygın kaplan türüdür.


Erkekleri ortalama 2,5 metre uzunluğa, 120 kilogram ağırlığa, dişileri ise ortalama 2 metre uzunluğa, 100 kilogram ağırlığa sahiptir.

Sumatra kaplanı
Sumatra yaşayan kaplan türlerinin en ufak yapılısıdır.

Sadece Endonezya'nın Sumatra adasının güneybatısında ve kuzeyinde bulunur.
Postu ve çizgileri diğer kaplan türlerine göre daha koyu renklidir.

Erkekleri ortalama 2,30 metre uzunluğa, 130 kilogram ağırlığa, dişileri ise ortalama 1,90 metre uzunluğa, 90 kilogram ağırlığa sahiptir.
 

Güney Çin kaplanı
Sadece Güney Çin'de bulunan bu kaplan en fazla tehlike altında olan türdür. Soyunun tükenmesine neredeyse kesin gözüyle bakılmaktadır.
Hem erkekleri hem de dişileri ortalama 2-2,5 metre uzunluğa sahiptir. Erkeklerinin ortalama ağırlığı 150 kilogram, dişilerinin ise ortalama ağırlığı 110 kilogramdır.

                                                                                                                  

ÇİTA

Erişkin bir çita.

Vücudunda benekler ve gözlerinin altından ağzına ve çenesine inen siyah çizgiler vardır. Bu çizgiler güneş ışınlarını çeker ve böylece diğer yırtıcıların aksine günün en sıcak saatlerinde bile daha rahat bir görüş ile avlanabilirler. En bilinen özelliği hızlı koşmasıdır. Dünyanın en hızlı koşan memelisidir. Aslanlar gibi sürü halinde veya saklanarak avlanmak yerine, yüksek hızının avantajını kullanarak avlanan bir hayvandır. Sıfırdan 108 km/saat hıza sadece 3,1 saniyede erişebilmektedir. Eğer 460 metreden fazla koşarsa vücut ısısı 46 derecenin üstüne çıkar ve bu da çitanın beynine zarar verir. Bu yüzden avlanma sırasındaki koşusu genellikle bir dakikadan daha kısa sürer. Uzmanlar dünyada 3.000 vahşi çita olduğunu düşünüyor.

Dişi çitalar yirmi ile yirmi dört aylıkken ergenliğe erişirler. Öte yandan erkek çitalar bu sürece on iki aylıkken ulaşırlar. Buna karşılık cinsel birleşme üç yaşından evvel nadiren gerçekleşir. Çita yavrularında ölüm oranı yüzde 90'dır. Genellikle sırtlan ve kartalların saldırılarına kurban giderler. Yavrular genellikle 13-20 aylıkken annelerinden ayrılırlar. Çitalar 20 yıldan daha uzun süre yaşayabilirlerse de çoğu zaman ilerleyen yaşla birlikte azalan süratleri dolayısıyla daha kısa yaşarlar.

Çitalar hızlı koşsa da, av girişimlerinin yalnızca yarısında başarılı olur. Çitalar sahip oldukları hızlı koşma yeteneğini hafif, ince kemiklerine borçludur. Bu nedenle çitalar avını bir yerde yerken aslan, sırtlan gibi yırtıcı hayvanlar gelirse o bölgeden çekilerek avını oracıkta bırakır. Çünkü sırtlanların çeneleri çok kuvvetlidir. Çitanın ince kemikleri ise güçlü çenelere dayanamaz. Çitaların hızlı koşma sebeplerinden birisi de kuyruklarının uzun olmasıdır. Çitalar için kuyruk koşu esnasında da yardımcı olur. Çitalar ceylan, impala gibi otçul hayvanları avlarlar. Ancak ceylan ve impalalar Dünyanın en hızlı manevra yapan hayvanlarıdır, çitalar da yüksek hızlarına rağmen kuyruklarını bir dümen gibi kullanarak keskin dönüşler yapabilirler, çitaların maksimum hıza eriştiklerinde her adım arası mesafesi yaklaşık 15 metreye ulaşabilmektedir.

FİL

Fil, hortumlular takımının filgiller (Elephantidae) familyasını oluşturan memeli bir hayvandır. Geleneksel olarak Asya fili (Elephas maximus) ve Afrika fili (Loxodonta africana) olmak üzere iki türü tanınır; ancak bazı kanıtlara dayanarak Afrika savan fili (L. africana) ile Afrika orman filinin (L. cyclotis) de iki ayrı tür olduğu öne sürülür. Filler, Sahra altı Afrika ile Güney ve Güneydoğu Asya'da bulunur. İçinde mamutlar ve mastodonlar gibi soyu tükenmiş türleri de barındıran hortumlular takımından günümüzde soyunu sürdüren bir tek filler kalmıştır. Karada yaşayan en büyük hayvan olan Afrika filinin erkeği 4 m boya ve 7.000 kg ağırlığa ulaşabilir. Fillerin dikkat çekici ve ayırt edici özellikleri arasında, nesneleri yakalamak gibi çeşitli amaçlar için kullanılan uzun hortumları başta gelir. Çok uzun ve sivri olan kesici dişlerini nesneleri taşımak, yeri kazmak için kullanırlar. Fildişinin kaynağı olan bu kesici dişler aynı zamanda dövüşürken silah olarak da kullanılır. Filin büyük ve geniş kulakları vücut ısısını kontrol etmeye yarar. Afrika fillerinin kulakları daha büyük olur ve sırtları içbükeydir. Asya fillerinin ise kulakları daha küçük olur ve sırtları dışbükey ya da düzdür.

Otçul olan filler; savan, orman, çöl ve bataklık gibi doğal yaşam alanlarında bulunur. Genellikle su kenarlarında kalmayı tercih eder. Çevrelerinde bıraktıkları etki yüzünden kilittaşı türlerden biri sayılır. Diğer hayvanlar fillerden uzak durur ve aslan, kaplan, sırtlan ile yabani köpekler gibi yırtıcılar yalnızca yavru fillere saldırır. Dişi filler, genellikle bir dişi ve yavruları ya da akraba dişiler ve yavrularından oluşan aile grupları hâlinde yaşar. Birkaç dişi ve yavrularından oluşan grubun lideri en yaşlı dişidir. Fillerin oluşturduğu aile grupları zaman zaman bir araya gelerek daha büyük topluluklar oluşturabilir. Ergenliğe ulaşan erkek filler aile gruplarını terk eder veya yalnız ya da diğer erkek fillerle birlikte bir grup oluşturabilir. Erişkin erkekler çiftleşmek için eş aradıklarında aile grupları ile bir araya gelir. Testosteron salgılanmasının arttığı ve aşırı saldırgan davranışların görüldüğü mest adı verilen durum erkek fillerin baskın olmalarına olanak verir ve üreme başarısını artırır. Aile gruplarında ilgi odağı yavru fillerdir ve anneleri tarafından üç yıl kadar bakılırlar. Filler doğal ortamlarında 70 yıl kadar yaşar; dokunma, görme ve işitme yolu ile iletişim kurar. Uzun mesafelerde, filler insanın duyamayacağı kadar düşük frekanslı sesler ve sismik iletişim yolu ile haberleşir. Fillerin zekâsı primatlar ve balinalar ile kıyaslanacak düzeydedir. Kendilerinin farkında oldukları ve kendi cinslerinden ölmekte olan ya da ölmüş hayvanlara karşı empati gösterdikleri gözlemlenmektedir.

Afrika filleri Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından soyunun tükenme riski yüksek olan hassas türler arasında listelenirken, Asya filleri soyunun tükenme riski çok yüksek olan tehlikedeki türler arasında listelenmiştir. Fil popülasyonları için en büyük tehditlerden birisi kaçak olarak avlanan hayvanların dişleri ile yapılan fildişi ticaretidir. Diğer tehditler arasında doğal yaşam alanı kaybı ve yerel halk ile olan çıkar çatışmaları sayılabilir. Filler, Asya'da yük hayvanı olarak kullanılmaktadır. Geçmişte savaşlarda da kullanılan filler günümüzde hayvanat bahçeleri ve sirklerin üyelerindendir. Çok kolay tanınabilen filler sanat, folklor, din, edebiyat ve popüler kültür alanlarında sıklıkla kullanılmıştır.

                                      

Seylan fili
(E. m. maximus)

  • Sumatra fili
    (E. m. sumatranus)

  • Hint fili
    (E. m. indicus)

  • Borneo fili
    (E. m. borneensis)

  • Afrika savan fili
    (L. a. africana)

  • Afrika orman fili
    (L. a. cyclotis)

  • Anatomi ve morfolojisi

    Hortumunu kaldırmış olan Afrika fili.Fil hortumuyla ses çıkarırken genellikle yukarıya kaldırır

  • Asya fili'nin (A) hortumunun ucunda tek parmak gibi uzantı bulunurken Afrika filinin (B) hortumunun ucunda iki uzantı bulunur.

  • Fil hortumu ile gözünü temizleyecek kadar hassas ve nazik davranabilir.

  • Fil hortumu ile 8,5 litre su tutabilir.

  • İnsan elinden hortumuyla beslenen dişi Asya filinin hortumunun ucu.

  •  AYI

    Ayıgiller ve Özellikleri

    Ayılar genellikle iri yapılı kısa bacaklı hayvanlardır. Ağırlıkları Malaya ayısında yaklaşık 27-46 kg'dan başlayarak Alaska iri boz ayısında 780 kg'a kadar ulaşır. Erkek ayılar daima dişilerden daha iri olurlar. Bu iri gövdelerine karşın çoğu iyi bir tırmanıcı ve usta bir yüzücüdür. İnsanlar gibi topukları da yere değmek üzere bütün ayak tabanını basarak yürüyebilirler. Her ayağında beş parmak, parmaklarının ucunda da içeri çekilmeyen tırnakları vardır. Tembel ayı gibi bazı türlerde pençeleri kazmaya çok elverişlidir. Kuyrukları çok kısadır. Tüyleri uzun ve çoğu türlerde kahverengi ya da siyah ((beyaz)) olmak üzere tek renklidir. Sadece büyük pandanın beyazlı siyahlı bir rengi ve kutup ayısının beyaz renkli tüyleri vardır. Bazı türlerin göğüslerinde ya da yüzlerinde farklı şekiller vardır. Ayılar genel olarak hem et hem de otla beslenen hepçil hayvanlardır. Bu hayvanların beslenmesinde et, balık ve meyve önemli yer tutar.Ama familya üyelerinin beslenme tercihleri türden türe değişiklik gösterebilir. Örneğin tümüyle etobur olan kutup ayısı en çok fokları yeğlerken büyük ölçüde otçul olan gözlüklü ayı bitkilerle beslenmeyi seçer. Bu arada hemen hepsi baldan hoşlanır. Ayılar çok vahşi ve yırtıcı hayvanlardır.

    Yaşam Şekli

    Genellikle kuytu orman köşelerindeki ağaç oyuklarında ya da büyük kayaların arasında oluşan çukurlarda, mağaralarda, inlerde, yaşarlar. Kış gelmeden önce bol bol beslenerek semiren ayılar kışın büyük bir bölümünü inlerinde, düzensiz biçimde uyuyarak geçirirler. Ama bu uzun uyuklama gerçek bir kış uykusu sayılmaz.

    İnsanlar tarafından, postu eti ve yağı için olduğu kadar anı değeri için de avlanan ayılar doğada yabani olarak 15-30 yıl kadar, yakalanıp insanlarca bakıldıklarında ise çok daha uzun yaşarlar

    Ayı Türleri ve Özellikleri

    • Bozayı : Türkiye'de yaşayan bu ayı türünün dişi olanının ortalama ağırlığı 80-150 kg olup erkek olanında ise 100-230 kg olduğu tespit edilmiştir ve boyları ise arka ayakları üzerinde durduklarında 2.48cmdir. Boz ayıların beslenme alışkanlıkları genelde sebze ağırlıklıdır ve orman bitkileri de onlar için sebze kategorisine girmektedir ve aldıkları besinleri arasında bal da yer almaktadır.
    • Gözlüklü ayı : türü güney Amerika'da yaşayan tek ayı türüdür ve göz çevresinde bulunan beyaz tüyleri bu türe gözlüklü ayı adını vermiştir. Boylarının uzunluğu 1,2-1,8cm arasında değişmektedir. Dişilerde gebelik 8 ay sürmekte gebeliğin sonucu 1 ila 3 yavru doğurabilmekteler.
    • Tembel ayı : türü adını yavaş ve ağırkanlı olmasından almıştır. Görüldüğü bölgeler Hindistan ve Sri Lanka'dır. Boy uzunlukları 1,4 - 1,9 cm'dir. Ortalama kiloları 55 ila 124 arasında değişiklik gösterebilmektedirler. Dişilerde gebelik süresi 7 aydır ve 2 yavru doğururlar.
    • Asya siyah ayı  : türü Tibet kara ayısı ya da Himalaya kara ayısı olarak ta bilinmektedir. Bu ayı türünün kış uykusuna yattığı da pek görülmemiştir. Erkek ayılarda kilo ortalama 120 ile 170kgdir. Dişilerde ise 80 ila 130 kg arasındadır. Siyah ve boz renklerde görülebilen bu ayı cinsi Japonya, Çin, Tibet, Sibirya da yaşamaktadır.
    • Amerikan siyah ayı : türünün yetişkinde boy 1,3-,1,9 cm'dir. Ağırlıkları ise 40kg ile 300kg arasında değişkenlik gösterebilmektedirler.
    • kutup ayı türü etçil bir türdür ve bir seferde 50kg eti tüketebilirler. Kuzey kutbunda yaşayan bu türde görülen boy 2,5 cm'dir ve kiloları ise ortalama 80kgdır. Oldukça iyi yüzücüler olan bu tür avını su içerisinde yakalar.
    • Malaya ayısı :  tropikal ayı ve güneş ayısı olarak ta bilinmektedir.  Yağmur ormanlarında yaşayan bu ayı türünün ortalama ağırlıkları 27kg ile 46kg arasında değişebilmektedir. Diğer ayılardan farkı ise boylarının oldukça kısa olmalarıdır.
    • Büyük pandalar : siyah ve beyaz olan kürkleri ile oldukça dikkat çeken bir oka dar da sevimli ayılardır. Yetişkin pandalarda boy ortalama 1,5 cm'dir ve kiloları da ortalama olarak 115kgdır. Yiyecekleri genelde bambu filizlerinden oluşmaktadır. Pandalarda en çok dikkat çeken özellik ise doğurdukları yavrularının kendilerine oranla çok küçük olmalarıdır. Yeni doğan bir panda 100 gram ağırlığında doğar.

    Ayı türleri geneline bakılacak olur ise yaşam tarzları ve fiziksel özellikleri birbirleri ile oldukça benzer tarzlarda olmalarıdır.

    AT

    Pernod Al Ariba 0046b.jpg

    İnsanlara hizmet eden hayvanların en kabiliyetlilerindendir. İnsanların, harp meydanlarında, izinsiz gösteri kontrolünde, yük taşımada, yarış, cirit, çit atlama ve av sporlarında yardımcısıdır. Silah gürültüsüne ve bando sesine rahatlıkla alışır. Atlar aynı zamanda dizlerini kilitleyebilir.

    At, cesur ve atılgan olduğu gibi sahibine son derece itaatkardır. Sahibi dilerse dolu dizgin, dörtnala koşar, isterse aheste yürür, isterse durur. Her durumda sahibini memnun etmeye dikkat eder. Yorgunluğa bakmaksızın kendini çatlatmak pahasına da olsa olanca gayret ve kuvvetini itaat uğruna sarf eder.

    Atlar ayakta uyurlar ve uyurken yere hiç düşmezler; zîra bacak kemiklerinin kilitlenebilme özelliği vardır. Fakat eğer kendilerini güvende hissederlerse yatabilirler ve yatmaları daha sağlıklıdır. Bir at yatarak uyuduğunda sürüdeki diğer atlardan biri yanında ayakta durur veya derin olmayan biçimde ayakta uyur. Tamamen yalnız olan bir at içgüdülerinin tehlike uyarısı nedeniyle hiç derin uyuyamaz ve bu nedenle uyku kalitesi düşer

    At türleri

    Arap atı: Çok dayanıklı mükemmel bir binek ve yarış atıdır. Arabistan'a geçen Orta Asya ve Anadolu Türk atlarından türemiştir. İngiliz atlarından daha dayanıklı olup, 24-28 saat hiç su içmeden yol alabilir.

    İngiliz atı: İyi bir binek ve yarış atıdır. Özellikle yarış için yetiştirilir. Arap aygırı ile İngiliz yerli kısraklarının çiftleştirilmesinden türetilmiş bir soydur. Arap atından daha uzun bacaklıdır.

    Midilli atı: Küçük, sâkin ve dayanıklı bir at çeşididir. Keçi veya koç iriliğindedir. Çocuklar için iyi bir binek hayvanıdır. Hafif gezinti arabalarına koşulduğu gibi maden ocaklarında da istifade edilir. Shetland, İzlanda ve Norveç midillileri meşhurdur.

    Çin atı: Bacakları İngiliz atından daha kısa ve Arap atından daha uzundur. Bu sebeple yarışlar için uygun değildir, çünkü kısa mesafelerde çok yüksek hızlara çıkamamaktadır. Fakat bacaklarının uzunluğu sayesinde çok uzun mesafelerde ortalama bir attan daha fazla yol kat eder, daha dayanıklıdır. Bu da Çin atlarını tarih boyunca Orta Asya kavimleri tarafından tercih edilen bir tür haline getirmiştir. Yarışlar için uygun atlar olmadıkları için türleri tükenme tehlikesi altındadır.Bugün Amerikan bozkırlarında yaşayan Mustang adı ile anılan vahşi atlar, İspanyolların Amerika'ya götürdükleri ehli atlardan kaçanlardan yabanileşenlerdir. Az yiyecekle yetinip, her türlü iklim şartlarına dayanırlar.

    Tarpan adıyla anılan Avrupa yaban atının (E. caballus gmelini) 1876'dan beri nesli tükendi. Bugün eski dünyada hala neslini devam ettiren yalnız bir yaban atı türü vardır. Bu at Orta Asya Moğolistan'ının soğuk ve ıssız ovalarında yaşar. Asya yaban atı veya Prezevalski dendiği gibi Moğolistan yaban atı da denir. Altay dağlarının her iki yanında yaşar. Siyah kısa ve dik yeleleri ile, ağır ve iri başları, küçük kulakları, uzun kıllı kuyrukları ile evcil atlardan farklılık gösterirler. Renkleri kırmızımtrak kahverengi olup çekici bir görünüşleri vardır. Burun kısımları beyazdır. Kışın kılları uzar ve böylece soğuktan korunurlar.

    EŞEK

    Donkey (Equus asinus) at Disney's Animal Kingdom (16-01-2005).jpg

    Eşeklerin inatçı olduklarına dair oluşan fikir, kimi zaman sahiplerinin bu hayvanların oldukça gelişmiş "kendini koruma dürtülerini" yanlış algılamalarından kaynaklanmaktadır.Bir eşeğe, onu zorlayarak ya da korkutarak, kendi yararına olmadığına güdülendiği bir işi yaptırmaya çalışmak oldukça zordur.

    Eşeklerin davranış ve bilişleri üzerine yapılan ciddi çalışmalar sonucunda, bu hayvanların oldukça zeki, dikkatli, arkadaş canlısı, oyuncu ve öğrenmeye meraklı gibi görülmektedir.

    2006 yılında Fransa'da yapılan araştırmalara göre eşek sütünün protein bakımından en zengin süt olduğu kanıtlanmıştır.

    Özellikleri: Kulakları uzun, yelesi dik ve kısa tüylü, kuyruğu kısa, ince püsküllüdür.
    Ömrü : 25-35 yıldır.
    Çeşitleri: Evcil eşek, Afrika yaban eşeği, Asya yaban eşeği, Somali yaban eşeği, çizgili yaban eşeği (zebra), Moğol yaban eşeği

    TAVUK

    Tavukların Özellikleri

     Tavuklar kuş türleri arasında enfazla olanlardır. Tavukların etinden ve  yumurtasın faydalanırız. Tavuklar uçamayan kuşlardandır. Yumurta ile  çoğalırlar. Akciğerleri ile nefes alan tavuklar, hepçil hayvanlardır.
    Tavuklar hayatlarının farklı evrelerinde farklı isimler alırlar. Yeni  doğmuş yavrularına civciv, genç ve gelişme çağında olanlara piliç,  yumurtlama olgunluğuna henüz ulaşmamış, ergenlik öncesi dönemdeki dişiye yarka, cinsi olgunluğa ulaşmış ergin dişilere tavuk, ergin erkeklere  horoz denir.

    Tavukların Özellikleri:Tavuklar, kısa ve kalın gagalı, kısa bacaklı, çeşitli renkleri bulunan ve uçamayan kuşlar grubundandır. Tavuğun erkeğine horoz, yavrusuna civciv, cüce denir. Yetişkin tavuklara ise genellikle ferik veya piliç denir.Tavuklar, eti ve yumurtası için üretilen kümes hayvanlarıdır. Yetişkin tavuklar; mısır, buğday ve yakaladıkları küçük böcek ve solucanlarla beslenirler. Civcivler büyüyünceye kadar mısır unuyla  beslenirler. Eğer tavuğunuza kümeste bakmıyorsanız, açık alanda  bakıyorsanız eşinmeyi çok severler. Hatta ekili patates, mısır, fasulyeniz varsa zarar verebilirler. Çiçeklerinizin de diplerini eşerek zarar verebilirler.


    İslamiyet de tavuğun eti helal olarak kabul edilmiştir. Tavuk eti, aranılan makbul bir ettir ve en önemli gıda maddelerindendir. Hasta ziyaretlerine giderken de genellikle tavuk eti götürülür. Hazır tavuk etinin kızartması ve evde yetiştirilen tavuk etinin özellikle suyu çok sevilir. Tavuk kanadı, pikniklerin vazgeçilmez lezzetidir. Yediden yetmişe herkesin severek tükettiği bir besindir.  Tavuğun yumurtası da severek tüketilir ve çok besleyicidir. Çok zengin bir besin deposudur. Özellikle güreşçiler sabah kahvaltılarında çok sayıda yumurta tüketirler. Tavuk yumurtası, atış talimlerinde hedef olarak da dikilir. Son yıllarda tavuk yumurtasının yeni bir işlevi daha ortaya çıkmıştır; protesto amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Dikkatleri kendilerine çekmek isteyenler yumurta fırlatmaya başlamıştır.

    Eski inanışlara göre, eğer kara tavuğun yumurtası bir zalimin  kapısına sürülürse, o evden kötülük eksik olmazmış. Eskiden beri  özellikle köylerde yaşayan insanlar evlerinin önüne bir tavuk kümesi  yaparlarmış.Tavuk besleme geleneği, Osmanlı' dan beri devam etmiştir.  Osmanlı sarayında tavukların her türlü beslenme işlerinden sorumlu özel  görevliler bulunurdu.Tavuğun pek çok türü vardır. Özellikle Hint tavuğu, tavus kuşlarını dahi kıskandıracak güzelliktedir.
    Türk dilinde tavuklarla ilgili pek çok deyim ve atasözlerine yer  verilmiştir. Bunlar arasında ""kaz gelen yerden tavuk esirgenmez""  atasözü, menfaatin büyük olduğu yerde, küçük menfaatler feda edilir  anlamındadır. Halk dilinde yaygın olan "tavuk gibi" deyimi ise, erkenden yatıp uyuyan kimseler için kullanılır.

    HOROZ

    Horoz, bir kümes hayvanıdır. Tavuğa göre kuyruk ve boyun tüyleri daha uzun ve parlaktır. İbiği büyük ve gösterişlidir. Kendine has, ahenkli bir ötüşü vardır. Ağırlığı 3,5 - 4,5 kilo kadardır. Doğal ortamda beslenen horozların eti lezzetlidir. Çok güzel ve uzun süre ile ötenleri (Denizli horozu) olduğu gibi, özel olarak horoz dövüşü için yetiştirilen (İspenç horozu) cinsleri vardır.

    Türkiye'de Denizli horozları ile ünlüdür ve kentin simgelerinden biridir.

    Rooster portrait2.jpg
  • Cocks Fighting.jpg
  • Roosters preparing to fight.jpg
  • MAYMUN

    Yaşam alanları

    Maymunlar yaşadıkları yerlere göre iki grupta toplanır: Güney Amerika'da yaşayan Yeni Dünya maymunları ve Afrika ve Asya'dan gelen Eski Dünya Maymunları. Yeni Dünya maymunları Eski Dünya maymunlarına göre daha küçüktür. Maymunların ağaçları salıncak gibi kullanmalarına yardımcı olmak için uzun kolları ve bacakları vardır. Bazı maymunlar kuyruklarını neredeyse bir beşinci kol gibi kullanırlar. Kuyruk bir tür kavrayıcıdır. Çoğu maymun türü ağaçsıldırlar fakat bazı türler ise yerde yaşamaya adapte olmuşlardır.

    Büyüklüklerine göre maymunlar

    Bilinen en küçük maymun türü Cüce ipek maymunu; en büyük maymun türü Mandrildir. Kuyruksuz 14-16 cm boyunda ve 120 gram ağırlığındadır. Bu tür Brezilya, Kolombiya ve Ekvador yağmur ormanlarındaki ağaç tepelerinde yaşamakta Mandril ise yaklaşık 1 m kadar büyüyebilirler ve yetişkinler 35 kg'a kadar çıkabilir. Maymunlar genellikle kuyrukları yardımıyla tırmanırlar.

    GORİL

    Male silverback Gorilla.JPG

    Anatomisi

    Primatların en irisi olan goril, güçlü, sert göğüslü ve çıkık karınlı bir hayvandır. Derisi ve kılları siyahtır. İri burun delikleri ve kabarık bir kaş hattı vardır.

    Erkek goril 180-200 cm boyunda ve 200 kg ağırlığındadır. Nadiren 300 kg ağırlığa ve 250 cm boy uzunluğuna ulaşır. Dişisi daha küçük olup, ağırlığı en fazla 100 kg. olur. Dağ gorili, ova goriline göre daha büyüktür. Sürü halinde yaşarlar. Kolları dizlerine kadar gelir. Göğüs kafesi çok gelişmiş, gözleri yuvalarına gömük ve burnu basıktır. Dişleri çok keskindir. Ova gorilinin alnı kızıl kahverengi tüylerle kaplı iken dağ gorilinin alnı siyahtır. Bütün alttürlerin erkeğinin sırtı gümüş beyazı, kalan tüyleri siyahtır. Rahatsız edilmedikçe insana saldırmaz. Fakat tehlikeli bir hayvan olarak bilinir.

    Goril yumruklarına basarak yürür. İşaret parmağı ile kavuşan baş parmakları sayesinde nesneleri rahatça kavrar. Ağaç üzerinde dolaşırken tutunacağı dalın vücut ağırlığını çekip çekemeyeceğini uzun kollarıyla deneyip anlamadan üzerine atlamaz.

    Yaşamları

    Goril genellikle sakin ve çok az gıda ile doyduğu zaman bile kendini rahat hisseden bir hayvandır. Tek doğal düşmanı leopardır. Hemcinsleri ile kavga etmez. Goriller genelde küçük aile grupları halinde yaşarlar. Grup, erkek bir lider, 4-5 dişi ile yavrulardan meydana gelir. Grup lideri en az on yaşında olur. Gümüş beyazı sırtı sayesinde hemen tanınır. Zaten bu sebepten dolayı erkek gorillere "gümüşsırt" denir. Grubun hareketi lider tarafından yönetilir. Erkek goril, bazen sürüsünde otoriteyi sağlamak için iki ayağı üzerine dikilerek kızgın vaziyette göğsünü yumruklar. Yan yan yürüyerek sinirli kükremeleriyle çevresine gözdağı verir.

    Goriller, filiz, yaprak ve meyvelerle beslenirler. Beslenmek için gündüzleri her yerde dolaşırlar.Göçebe olanları her gece bir yerde kamp kurar. Dişi ve yavrular ağaçların orta yükseklikteki dallarında yuva kurarak orada yatarlar. İri gövdeli erkekler ise, ağaç dibinde dallardan yaptıkları basit yataklarda sırtlarını ağaca yaslamak suretiyle oturarak uyurlar. Goriller yuvalarını her gün yeniden tertipleyerek döşerler.

    Goriller sadece Afrika'da yaşarlar. Dağ gorillerinin başında uzun bir saç perçemi bulunur. Ova gorillerinde bu yoktur. Gorillerin nesli, kaçak avcılar yüzünden tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Dağ gorilinin nesli tükenmek üzere olup sadece Ruanda, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Uganda'da yaşar. Doğada sadece 280-300 dağ gorili kalmıştır. Ova gorili ise, Kongo, Gabon, Kamerun, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Orta Afrika Cumhuriyetinde yaşar. Ova gorilinden ise doğada 15.000-30.000 adet kalmıştır. Rakamlar tahminidir.

    DEVE

    Deve, devegiller (Camelidae) familyasının Camelus cinsini oluşturan iki evcil hayvan türünün ortak adı. Develer yük çeki ve binek hayvanı olarak kullanıldığı gibi, yünü, sütü, derisi ve eti için de beslenir. Yalnızca evcil türleriyle tanınan bu hayvanların yabanıl atalarından bu yana pek az değişikliğe uğradığı sanılmaktadır.

    Devenin iki türü Hindistan, Pakistan, Afganistan, Mısır, İran, Suriye, Arabistan gibi Güney Asya ülkeleri ile Afrika'da yetiştirilen tek hörgüçlü deve (C. doremedarius) ve Orta Asya'da yetiştirilen çift hörgüçlü deve (C. bactrianus)dir

    Özellikleri

    En belirgin özelliği hörgüçlerinde yağ depolayabilme yeteneği olan bu hayvanın uzun bacakları, yumuşak yayvan iki toynaklı ayakları kumda ya da karda yürümesini kolaylaştırır. Aynı yandaki bacaklarını birlikte kaldırarak kendine özgü bir biçimde koşar. Ayrıca iki sırada üç tane koruyucu kirpiği, tüylü kulak delikleri, gereğinde kapanabilen burun delikleri, keskin görme ve koku alma duyuları da kum fırtınası gibi elverişsiz çevre koşullarına uyum sağlamasına yardımcı olur. Gövdesini örten iki tip kıldan alttaki ince ve kısa olanlar bazı yumuşak ve dayanıklı kumaşların yapımında kullanılır. Genellikle çökerek dinlendiği ve bu konumdayken yüklendiği için gövdesinin yere değen bölümlerinde nasırlaşmış deri katmanları oluşur.

    Açlık ve susuzluğa dayanma yeteneği

    Deve, 50 °C sıcaklıkta 9 gün aç-susuz kalabilir. Bu süre içinde toplam ağırlığının %22'sini kaybeder. İnsan, vücudunda bulunan suyun %12'sini kaybettiğinde ölürken, deve, vücudundaki suyun %40'ını kaybettiği halde ölmez. Devenin susuzluğa dayanıklılığının diğer bir sebebi de, gündüz vücut ısısını 41 °C'ye kadar çıkartan bir mekanizmaya sahip olmasıdır. Bu sayede gündüz aşırı çöl sıcağında su kaybını minimum seviyede tutabilmektedir. Soğuk çöl gecelerinde ise vücut ısısını 30 °C'ye kadar düşürebilmektedir. Deve bir su kaynağı bulunca 80-90 litre su içer.

    Üreme

    İyi bakıldığında ve eğitildiğinde deve aslında uysal hayvanlardır; ama çiftleşme (aşım) mevsiminde hırçınlaşır ve kızdırıldığında tükürür, tehlikeli biçimde ısırır ya da tekme atar. Ayrıca tek hörgüçlü türün erkeği kızdığı zaman ağzının yanından yumruk büyüklüğünde kırmızı renkli ve içi hava dolu sümüksü bir kese (kızgınlık kesesi) çıkarır. Deve, diğer memelilerde olduğu gibi doğurarak çoğalır.

    Yaşam şekli ve beslenmesi

    Çöl ortamında bir deve.

    Deve güç iklim koşullarına dayanıklı, az besinle yetinebilen hayvandır. Gerektiğinde dikenli bitkiler ve kuru otlarla beslenebilir. Yeterli yiyecek bulamayınca hörgüçlerindeki yağı kullanır. Hörgüçte depolanan yağ ırka ve beslenme koşullarına göre değişmekle birlikte, iyi beslenen develerde 700-900 kg'ye kadar çıkabilir. İyi beslenmiş devenin yağla dolu olan hörgücü dik durur. Yağ azaldıkça daralır ve ucu bir yana doğru sarkar. Sanılanın tersine mide ve hörgüçlerinin su depolama özelliği yoktur. Ama susuzluğa günlerce dayanabilir. Vücut sularını yavaş yitirir ve 10 dakikada yaklaşık 60 litre su içerek kaybettiği ağırlığı yeniden kazanır.

    Dağılımı

    Tek ve çift hörgüçlü deve çok geniş bir alana dağılmış olduğundan bazı bölgelerde damızlık seçimine bağlı olarak yer yer birbirinden farklı özellikler gösteren çeşitli ırklar türemiştir. Yalnızca Afrika'da 20 kadar tek hörgüçlü deve ırkı bulunmaktadır. Çift hörgüçlülere uygulanan bakım ve besleme genellikle daha yetersiz olduğundan bunlar arasında tek hörgüçlülerde rastlanan Mehari, Hecin ve Bikanir gibi seçme sonucu elde edilen ırklara rastlanmaz. Bununla birlikte çift hörgüçlüler arasında Türkistan, Moğol ve Kalmık gibi birbirinden az çok farklı tipler ortaya çıkmıştır. İklim koşulları çok değişken olan ve kışları sert geçen Türkiye, Mısır ,Türkistan, İran gibi ülkelerde ise iki tür arasında melezleme yapılmaktadır. Çok eskiden beri bu yöntemle melez azmanlarının oluştuğu ve melez azmanı döllerin gövde yapısı, kemik sağlamlığı, kas gelişmesi, çevre koşullarına dayanıklılık ve iş verimi açısından söz konusu iki türe üstünlük sağladığı anlaşılmıştır.

    KİRPİ

    Batı Avrupa kirpisi (Erinaceus europaeus)

    Özellikleri

    Yaklaşık 30 cm. boyundadir. Ağırlığı cinsiyete, yaşa ve yaşadığı koşullara bağlı olarak 500-1200 gr. arasında değişir. Gövdesinin üzeri 2-2.5 cm. uzunluğundaki kırçıl dikenlerle örtülüdür. Kızdırıldığı zaman vücudu yuvarlak hale gelir ve böylece bir diken topuna dönüşür.

    Yaşam alanları

    Çalılıklı ormanlardan, büyük park ve bahçelere kadar pek çok yerde yaşayabilir. Nemli yerleri sever. Toprak içine açtığı tünellerde ve kaya kovuklarında barınır.

    Dağılımı

    Avrupa ve Asya'da görülür. Türkiye'nin hemen her yerinde rastlanır. Yalnız geceleri etkindir. Çevre sıcaklığının 4 °C'nin altına düştüğü zaman kış uykusuna yatar. Hamilelikleri 5-6 hafta sürer. Her doğumda 3-8 yavru doğurur. Ortalama ömrü 18 yıldır

    KÖSTEBEK

    Talpa europaea MHNT.jpg

    Özellikleri

    Toprakları kazarak ve eşeleyerek yaşamaya uyum sağlamışlardır. Ağız ve burunları hortum gibi uzamıştır. Gövdeleri silindir biçiminde, gözler körelmiş ya da körelerek deri altında kalmıştır. Kulak kepçeleri yoktur. Ön ayakları kazmaya uyum sağlamış ve kürek biçiminde genişlemiştir. Parmak sayıları önde ve arkada 5'tir. Tırnakları ön ayaklarda kazmaya uyum sağlamıştır.Postları kısa ve sık kıllarla kaplıdır. Diş yapıları sivrifarelere göre daha ilkeldir. Genellikle hepsi toprak altında yaşarlar. Yüzeye çıkardıkları toprak yığınları ile tanınırlar. Yuvaları çok karmaşık biçimdedir.

    Adlandırma

    Anadolu'da köstebek, köstü, kör köstü adları Talpa levantis türü böcekçil için kullanıldığı gibi, Nannospalax nehringi (kör fare) türü kemirgen için de kullanılmaktadır.

    ZÜRAFA


  • Girafe de Rostchild.jpg
  • Özellikleri

    Erkeklerinin boyu 4.4 ve 5.5 metre olup 1.5 ton ağırlığındadır. Bugüne kadar kayıt edilmiş en uzun zürafa 5.92 m. olup 2 ton ağırlığındadır. Dilleri boynuzumsu yapıya sahiptir. Dişileri ise 4.0 ve 5.0 metre civarı yüksekliğe sahiptir ve erkeklere göre daha hafiftir. Dişiler genellikle erkeklerine göre hafif ve daha kısa olurlar. Her iki cinsin de boynuzları vardır, dişilerin boynuzu daha kısadır. Boynuzları kemikleşmiş kıkırdaktan oluşmuştur. Erkekler yaşlandıkça kafasındaki boynuzları da kalsiyumun etkisiyle gelişir.

    Zürafaların ses telleri olmadığı bilinmesinin aksine zayıf bir ses teli yapısına sahiptirler. 35-40 cm uzunluğunda siyah bir dile sahiptirler. Boyunlarının uzun olması bakımından kafa kısmınada kan gitmesi için çok büyük kalplere sahiplerdir. Bu büyük hayvanlar günlerinin ortalama 1 saatini (en az 10 dakika, en fazla 2 saat) uyuyarak geçirirler.

    Dağılımı

    Zürafa soyu, dünya üzerinde tükenmekte olan ve koruma altına alınması gereken bir türdür. Dünyada yaklaşık olarak 100,000 ila 150,000 civarı zürafa bulunduğu tahmin edilmektedir. Bunların tamamı Afrika'da yaşamaktadır. Kenya (45,000), Tanzanya (30,000) ve Botsvana (12,000) ile en fazla Zürafa popülasyonu bulunan yerlerdir.

    Zürafalar genellikle Afrika'nın savanlarında yaşarlar. Bu topraklar onlar için yaşamaya elverişlidir. Çok uzun olmayan ağaçlar ve uzun boyları sayesinde, Zürafalar tehlikeleri uzaktan fark edebilirler. Özellikle besin kaynakları olan Akasya ağaçları bu bölgelerde bulunur. Otlaklarda da yaşarlar.

    ZEBRA

    Atın yakın akrabalarından olan zebralar siyah ve beyaz çizgili postlarından ötürü kolayca tanınırlar. Yalnız Afrika'da bulunan bu hayvanlar seyrek ağaçlı ve otlarla kaplı açık alanlarda yaşarlar ve sık sık antiloplarla birlikte sürüler oluştururlar. Zebralar, tıpkı atlarda olduğu gibi, yele denilen saçlara sahiptirler; vücut yapıları da atlara benzer ve en az onlar kadar hızlı koşarlar.

    Tüm zebraların çizgilerinin yapısı ve sayısı birbirinden farklıdır. Zebraların dikey çizgileri aynı zamanda önemli bir savunma unsurudur. Bir arada durdukları zaman kendilerini avlamak isteyen aslan gibi yırtıcılara karşı bu çizgilerden dolayı sürüyü bir bütün olarak algılarlar. Bu durumda avcı, avlayacağı zebrayı seçmekte güçlük çeker, bu da zebralar için bir korunma yoludur. Zebralar, yaşamlarını sürdürebilmek için su ve ot ile beslenirler. Bazen yiyecek bulmak için 50 km yürürler, sonrasında yaşadıkları ortama geri dönüp, alıştıkları yaşam ortamlarında yaşarlar. Zebralarda ortalama boy 1-2 metre arasındadır.

    Zebralar atlar gibi otçullardır. Zebra ile at çiftleştiğinde doğan yavruya zebrat adı verilir

    KURT

    Özellikleri

    Daha yakından incelendiğinde vücudunun köpekten daha uzun, göğsünün daha yüksek ve daha ince olduğu görülür. Kurtların kafası büyük, kulakları kısa, püsküllü kuyrukları vücutlarının üçte biri uzunluktadır. Renkleri alt türlerine göre yöresel olarak değişir, beyaz, krem rengi, sarımsı, kızıl, gri ve siyah olabilir.

    Avrupa'nın ve Asya'nın fazla sıcak olmayan bölgelerinde boz kurtlar çoğunluktadır. Daha kuzeye gidildiğinde siyah ve beyaz renkli kurtlara rastlanır.

    Kurtların boyutları da yöresel olarak değişir:

    • En büyük kurtlar Doğu Avrupa, Alaska, Orta Rusya, İskandinavya ve Kuzeybatı Kanada'da görülür, 160 cm vücut uzunluğuna (+ 52 cm kuyruk) ve ayakta dururken 80 cm boya erişirler. Bu kurtlar 65-80 kg ağırlığa kadar ulaşabilir.
    • En küçük kurtlar Ortadoğu, Akdeniz çevresi, Meksika ve Arap Yarımadası'nda bulunur, ancak 80 cm vücut uzunluğuna (+ 29 cm kuyruk) ve 20-30 kg ağırlığa ulaşırlar.

    TİLKİ

    Tilki, Canidae (köpekgiller) ailesi içindeki yedi cinste sınıflanmış ve yaklaşık 24 tür canlının ortak adıdır. Buna karşılık, Batı dünyasında "tilki" denilmekle en çok ifade edilen canlı türü Vulpes vulpes, yani kızıl tilkidir. Hepçil canlılar olan tilkilerin hemen her kıtada bulunuyor olmaları, çoğu halkların popüler kültüründe ve folklorunda da yer almalarına yol açmıştır. Hızlı bir ısırık ile çoğunlukla kemiricilerden oluşan kurbanlarını öldürürler. Birçok ayrı küçük hayvanlar, bitkisel gıda ve leş ile beslenirler. Yuvalarını yerde kuran kuşlar, tavuksular, tavşanlar, böcekler, balıklar ile de beslenebilirler. Çok nadir olarak geyik ya da domuz yavrularını avlarlar ve çok zor zamanlarda amfibyum ve sürüngen türleri de yiyebilirler. Tilkilerin kümeslere girip tavuk çalmaları da meşhurdur. Bazı tilkiler karayollarını takip eder ve otomobillerin ezdiği hayvanların leşleri ile beslenirler.

    - Kutup tilkisi

    - Yengeç yiyen tilki

     Falkland tilkisi; soyu tükenmiş

     İri kulaklı tilki

     Yalancı tilkiler ya da Güney Amerika tilkileri; toplam 6 tür

    - And tilkisi

    - Darwin tilkisi

    - Arjantin gri tilkisi

    - Pampa tilkisi

    - Peru çöl tilkisi

     - Brezilya dövüş tilkisi

     Boz tilki

    - Ada boz tilkisi

     - Cozumel tilkisi (yeni bulunmuş)

    - Bengal tilkisi

     - Afgan tilkisi

    - Güney Afrika tilkisi

     - Korsak tilkisi

    - Tibet tilkisi

    - Cüce tilki

     - Soluk tilki

    - Kum tilkisi

     - Ova tilkisi

     - Kızıl tilki

     - Çöl tilkisi

    GEYİK


    Etiketler

    Etiket listesi boş.

    Haberler

    Websitesi açıldı

    Yeni websitemiz bugün açıldı. Ziyaretçilerinize neden yeni bir sunumla karşılarına çıktığınızı ve...
    Devamını oku

    Anket

    Bu Site Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

    Toplam oy: 19

    Anket

    EN SEVDİĞİNİZ HAYVAN HANGİSİ?

    KEDİ 7 30%
    KÖPEK 2 9%
    TAVŞAN 2 9%
    KERTENKELE 0 0%
    KÖSTEBEK 2 9%
    ZÜRAFA 3 13%
    KAPLAN 2 9%
    ASLAN 2 9%

    Toplam oy: 23